Read this article in:
English
26 October, 2009

Küresel sanayi sendikalarının iklim değişikliğiyle ilgili toplantısındaki katılımcılar, düşük karbonlu ekonomiye geçişin istihdamı güvence altına alması ve insana yakışır yeni istihdam olanakları açması gerektiğini söylediler.
14 ve 15 Ekim günlerinde, Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu (IMF), Uluslararası Kimya Enerji Maden ve Genel İşçi Sendikaları Federasyonu (ICEM), Avrupa Metal İşçileri Federasyonu (EMF), Avrupa Maden Kimya ve Enerji İşçileri Federasyonu (EMCEF) Almanya'nın Bad Orb kentinde “Gaz Emisyonunu Kısmak, İstihdamı Dönüştürmek” konulu bir konferans düzenledi.
Toplantının amacı, Kopenhag'da yapılacak olan İklim Değişikliği Üzerine Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi Konferansı'nda sanayi işçilerinin ortak tutumunun ne olacağı konusunu görüşmekti. Bilinen adıyla UNFCCC COP-15 konferansının, sera gazı emisyon hedefleriyle ilgili olarak Kyoto Anlaşması'nda öngörülen hükümleri yenileyecek ya da o hükümlerin yerine geçecek bir dizi anlaşma ortaya koyması bekleniyor.
Toplantıda konuşan IMF Genel Sekreteri Jyrki Raina şöyle dedi: “Bizim faaliyet gösterdiğimiz sektörler genellikle mevcut çevre krizinin yaratıcıları arasında görülüyor. Bununla birlikte, sorunun çözümü bu sektörlerde yatıyor. İstihdamı artırır ve çevreyi korurken emisyonu da azaltmak istiyoruz.”
Sanayi işçilerinin sendikaları, ICEM'in kabul ettiği sürdürülebilirlik politikası gibi daha önce yapılmış çalışmaları dikkate alarak bir tartışma belgesi hazırladı. Toplantı şu beş panel tartışmasından oluşuyordu: çevrenin korunması, sürdürülebilir gelişme, sektör sorunları, sürdürülebilir istihdam yaratılması ve adil geçiş.
Canlı geçen tartışma geniş bir alanı kapsıyordu. Öne çıkan görüşlerden bazıları şunlardı:
- Çevre krizi de tıpkı yaşadığımız küresel ekonomik kriz gibi küresel kapitalizmin bir başarısızlığıdır.
- İnsana yakışır istihdam ve temiz çevre el ele gider. Ya ikisini birlikte gerçekleştireceğiz ya da hiçbirini gerçekleştiremeyeceğiz.
- Gelişmekte olan ülkelerin gelişme olanağına sahip olması gerekiyor. Ne var ki bunun gelişmiş ülkelerin geçmiş olduğu ve çevre krizine yol açmış olan zahmetli yolları izleyerek gerçekleşmesi gerekmiyor. Uluslararası sermaye ve finans kurumları, dirilen korumacılık ve teknoloji transferi üzerindeki kısıtlamalar, eğer önlemeyecek olursak, yeni bir sömürgecilik çağı başlatabilir.
- Sendikalar özellikle sürdürülebilirliğin sosyal boyutu konusunda hükümetleri ve işverenleri hesap vermeye zorlamalıdır.
Dört örgütün temsilcileri, mevcut çevre krizine getirilecek çözümün sosyal ve ekonomik sonuçlarını tartıştılar. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren sendikaların Kopenhag'da seslerini duyurmaları ve özellikle sürdürülebilir gelişmenin sosyal boyutunu savunmaları gerektiği konusunda genel bir mutabakat vardı. Belli sanayi kollarında ve bölgelerde sorunlar olduğu ve bu nedenle güçlü Adil Geçiş programlarına ihtiyaç bulunduğu kesin olmakla birlikte, sürdürülebilir istihdam yaratılmasının da olanakları var.
ICEM, IMF, EMF ve EMCEF tartışma belgesini ve açıklanan görüşleri önümüzdeki haftalarda gözden geçirecek. Daha sonra, Kopenhag'daki COP-15 konferansına götüreceğimiz belgelere son biçimini vereceğiz.
Toplantıdan sonra ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda şöyle dedi: “Sanayi işçileri ve onların sendikaları açısından düşük karbonlu ekonomiye geçişte önemli bir sorun, faturayı kimin ödeyeceği ve geçişten kimin yarar sağlayacağıdır. For industrial workers and their unions an important question for changing to a low-carbon economy is who pays for it and who benefits from the transition. Tek gezegenimiz var ve hepimizin çıkarı geleceğimizin korunmasında.”
Toplantıyla ilgili bütün materyal IMF web sitesinde, burada.
İklim değişikliği ve sanayi sendikalarının bu konudaki tutumu konusunda başkaca bilgi edinmek isteyenler aşağıdaki web bağlantılarına gidebilirler:
www.imfmetal.org/climatechange
/en/97-Sustainable-Development-Health-and-Safety
http://www.industrialpolicy.eu/COP15